Ulan bu ne biçim başlık demeyin, benim gibi çatlaktan da bu beklenir zaten. Bu yazıyı yazmama sebep olan bir şey oldu, daha doğrusu her yazıyı yazmama sebep olan bir şeyler olduğu gibi bunda da oldu. Tamam daha fazla saçmalamayacağım.
Bana yazılmış yaklaşık bi 10-15 tane mektup buldum. Anı defterimden bahsetmiyorum bile. Evet biliyorum bunlar çok saçma şeyler gibi duruyor, ama geriye dönüp baktığında öyle içine işliyor ki bu yazılanlar. Şans eseri karşıma çıktılar ve okudum hepsini, benden beklenmeyecek bir şey ama resmen duygulandım lan. Hele biri varki okudukça yanımda hissettim yazanı, evet şimdi daha ileri gidip o mektubu yazacağım buraya, kendi özelimi bu kadar açınca kendimi PuCCaa gibi hissediyorum. Her neyse, başlıyorum…Bu mektubu yazan kişi sevgisini anlatmak yerine beni anlatmış, sanırım böyle dostlar insana zor nasip oluyor.
-Zor kırılır ve zor affedersin, bir insana çok şans verir ve anlayışlı davranırsın ama sinirini bozarsa çok yırtıcı olursun ve sadece çok değer verdiğin insanlardan özür dilersin. Hakkını asla yerde bırakmazsın, değer verdiğin şeye sahip çıkarsın, anne gibi şefkat gösterirsin ve mis gibi kokarsın. (Bu cümlenin hesabını soracağım ondan neyse mektuba dönelim) Üzüldüğünü asla belli etmezsin ve hep sessizce ağlarsın,saçlarının kıvırcıklarıyla oynamayı seversin (aslında pek sevmem) Tiyatroya çok önem verirsin (tamamen haklı) Kültürlüsün, bilge gibisin saygılı ve yeri geldiğinde eğlenilen birisin. (baya övmüş beni balım) Şakadan anlar ve insanların görüşlerine saygı duyarsın, incitmeden konuşursun. Birisinin arkasından konuşur mu diye denedim ve beni bu konuda çok mahcup etmişliğin oldu. Benimle takılalı içimdeki yaratığı ortaya çıkardın ve bilmeni istiyorum seninle hiç gülmeidğim kadar güldüm!
Edebiyattan hoşlanırsın, insanların kalbine inebilen bir insansın çok destek verirsin sanki asla yıkılmayacak gibi bir his verirsin…Hayalin oyuncu olmak, anılın yönetmenliğinde goncayla film çekmek (yüzde binbeşyüz haklı) Tiyatroya aşıksın ve hanımefendi bir kızsın (tamamen saçmalamış hanımlığın yanından geçemem) Bülent ersoy saçı yapmak gibi fantazilere sahipsin (çok doğru) Kelimelerle çok iyi oynar ve okkalı sözler kullanırsın. Çok güzel mimikler yaparsın harika bir oyuncu olacaksın! Ders notların düştüğünde sıradışı bir şey yapıp ders çalışırsın (ara sıra bazı bazı) Kitap ayırt etmez ve her kitabın güzel yanını bulursun. Sen çok iyi bir dostsun..Tek gerçek dostsun! -Demiş ve eklemiş;
Bence çok çekici bir yüze sahipsin, dere dibi rengi gözlerin var. Sana bakınca seni içime sokasım geliyor çok tatlısın bal dudaklım <3 Güzelsin. (Bana karşı farklı amaçlar içinde olduğunu düşünmeye başlıyorum.)
Ve evet sonuç olarak çok iyi dostlara sahip olduğumu farkettim ve o kafamdaki saçma –yalnızım- düşüncesi tarihe karıştı. Ben aslında hayatım boyunca hiç yalnız olmadım, yalnız bırakmadılar. Aşk hayatı denen o saçma olay umrumda değil. Konu aşk oldu mu siktir et felsefesiyle yaşıyorum sanırım.
Bu mektubu bana yazan, iyi ki tanımışım dediğim dostum ve daha bir çoğu, hayatım boyunca dost kazığı denen o acıyı bana tattırmayacağından emin olduğum o insanlar, hepiniz iyi ki varsınız. Her birimiz farklı yerler kazanıp gitsek de boş bulduğumuz her an birlikte ve kahkaha atarken buluyoruz kendimizi. Aşk acısı yada diğer her türlü hayatın sillesi gelsin geçsin…
Ama tek bir bilidiğim var; İnsan böyle dostlara sahipse nefes almak için hala bir sebebi var demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder