23 Ekim 2011 Pazar

Amaç? …

Geçenlerde bir oyuncunun röpörtajını okudum, filminde oynadığı sevişme sahneleri hakkında konuşuyordu. Bu tür sahneler hakkında ne düşündüğüne dair açıklama yapılması istenmişti.. “Benim mesleğim oyunculuk ve ben işimi en iyi şekilde yapmakla yükümlüyüm.”  Şeklinde bir sözü vardı. Senin işin sevişmek mi demezler mi adama?
Oyunculuğun aslı sevişme sahneleri midir? Kim daha iyi sevişiyorsa o oyuncu altın portakala yada daha başka ödüllere layık mıdır? Oyunculuk kavramının böyle anlaşılmasından nefret ediyorum.  Herhangi bir dizinin her bölümünde en azıdan  bir sevişme sahnesi izler hale geldik. Türk kesimi muhafazakardı hani? Kim iziliyor bunları, neden bu kadar açız böyle sahnelere diye sormadan edemiyorum.
Yeşilçamın bir masumiyeti vardı oysa. Bakışlarıyla herşeyi yaşatıyorlardı çoğu zaman. Oyunculuğun ana felsefesi  o karakteri ve ruhu anlatmaksa bu bakışlarla çok daha masum ve doğru bir şekilde anlatılmadı mı bize zaten seneler önce? Reyting amaçlı oldukları bariz ortada olan bu sahneler amacına da ulaşıyor kabul etmeliyim. Her filmin bir derdi vardır. Anlatmak istediği bir konusu vermek istediği bir mesajı… 3. Bir gözdür sanat. Halkın, toplumun derdini başka gözden sunmaktır, biz tek derdi sevişmek olan bir toplum değiliz ki azizim! Hazal Kayayla ilgili de bir şey okudum, okumaz olaydım. Cahillikten nasibini almış gibiydi kendisi.” Yok öpüşmem yok sevişmem diyorsan oyuncu olma o zaman.” Diyor hatun. Yılların oyuncusuy-muş gibi ahkam kesiyordu üstelik. Karakterin ruhu olmalı, sette veya sahnede o ruhla oynamalı oyuncu. Hissettirmeli ki alkışları hissedebilsin işini sevmeli ki sevilsin, sahici olmalı ki karşılığını alabilsin.
Deneyimim olmamasına rağmen hissettim ben bunu. 1 kere ama gerçekten. Oynadığım kızın sevgilisinden ayrılacağı sahnede gerçekten ağlamaya başladım. Berbat hissettim kendimİ ve öyle hüngür hüngür döktüm sahnede. Dizilere baktığımda birçok oyuncunun ağlamayı beceremediğini görünce ahh diyorum. Ah ben olacaktım orada! 
Türkan Şoray kanunu diye de bir şey yoktur ayrıca. Kendisinin bende mide bulantısı  hissi uyandıracak cinsten bir sahnesi bulunmakta. Hakikaten yıkılmıştım görünce izlemeden de kapatmıştım bir çırpıda.
Hala hayranıyım ve hastasıyım o ayrı..
Bu yazıyla çok namus bekçisi tavırlarında hissetim kendimi. Hayır, oyunculuk ruhunu hissetmek sadece sevişme sahneleriyle olmaz ben bunu anlatmaya çalışıyorum  en azından benim fikrim bu. İşini en iyi şekilde namusuyla adam gibi yapan ve buna rağmen ödül törenlerinde ödülleri silip süpüren nadir oyunculardan olabilirim bende umarım.  Bir Günay Karacaoğlu bir Binnur Kaya…
Neden olmasın efendim? Bekleyin ve görün…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder