Elimi göğsüme götürüp kalbimi dinlemeye başlıyorum. Yavaş, isteksiz sanki. Öyle çok yanıyor ki canım durduramıyorum hiçbir şeyi.
Tam alıştım herşeye, hayat mükemmel- derken sevdiğim şeylerden aslında ne kadar uzak olduğumu anladım. İstanbul'dan, hayallerimden, o'ndan...
Birisi hayatıma girsin yalvarırım doldursun yerini, alsın bu acıyı benden ilaç olsun ne olur! Yine yalnız bir ruh hali, her zamanki gibi. Yalnızlıktan yakınmayalı çok oldu
çünkü artık insan görmek bile istmeiyorum, alıştım. Korkunç olan bu zaten insan alışabilir mi yalnızlığa?!
Hayatı birlikte yaşadığım o dostlarım neredeler? Ben aramadığım sürece neden yoklar? Allah'ın cezaları nerdesiniz?! Gelip benimle ağlasanıza! Çare bulsanıza?
Ağlamak nedir? Kendimce bir tarifi var, yani kendi bedenimdeki yan etkileri...
Gözler yemyeşil olur, adeta yosun tutar.
Göz altları sana isyan edercesine şişer ve korkunç gözükürsün.
Yorgun olmadığın halde bir yorgunluk çöker üzerine.
Bazen sessiz ağlamaya mecbursundur (ki bu berbat bir durumdur) ve haykırmamak için hayat mücadelesi edercesine bir süreç geçer.
İşin en kötü durumu da çevrede anne baba gibi unsurların olduğu bir ortamda neden ağladığını açıklayamama durumudur. Biri anlatsın onlara lütfen...Gerçi biri anlatsa
da anlamayacaktır anne baba, yaşının buna küçük olduğu, boş yere ağladığını, saçmaladığını söylediğini duymak ne kadar iyi gelebilir ki insana?
İmkansızları yaşıyorum anca hayal kuruyorum! Bana inanan insanlar var, peki ben neden kendime inanmıyorum? Özgüvenimi elimden aldı insan-lar.
İğrenç insanlar tanıdım berbat şeyler yaşadım kişiliğim kendime olan güvenim inancım..Hiçbiri yok elimde. İşin garibi hala iyiyim o insanlarla kıramıyorum çünkü!
Bana aslında neler yaşattıklarını söyleyemiyorum, senden içten içe nefret ediyorum demiyorum diyemiyorum! Yüzlerine gülüyorum yardımlarına koşuyorum..
Hiçbir zaman kendini seven insanlardan olamayacağım herhalde, kendini sevmeyen başkasını sevemezmiş ya işe kendinden başlamak gerekirmiş hani. O kadar sevgi doluyum ki
kendimi sevmeye vaktim kalmıyor (!). Sen şöyle güzelsin şöyle yeteneklisin diye övemiyorum kendimi. Aslında galiba doğru olan da bu...Sen kendini övmeden bir başkasının
söylemesi.
>> Sevgili hayat lütfen mertçe davran ve teker teker gel. Sınavından sokacağın milyarlarca insan var azizim neden ben?!
Not: S.ktir et adlı kitabı okumak hiçbir işe yaramadı. Polyanna daha masumdu...
23 Eylül 2011 Cuma
13 Eylül 2011 Salı
Neden Mi Sevemiyorum?
Yadırganıyorum..çünkü millet zilyonuncu sevgilisine evet derken ben kimseyi sevemiyorum. Onlarda sevmiyorlar gerçi..Evcilik oynuyorlar anca. Ne anlıyorsunuz sevgisi iliklerine kadar işlemedikten sonra o ilişkiden? Laf olsun diye kendini 3-5 elletip aşkım canım bebeğim kıvamına gelip sonra da hiçbirşey olmamış gibi ayrılmak ne oluyor? Çok şey istemiyorum..Sadece Sezen Aksu dinlerken hissedebileceğim bir insan istiyorum. Hayatım boyunca 2 çocuktan hoşlandım. Sadece hoşlandım! Birisi durduk yere konuyu açıp: striptiz yapsana bana onu senden iyi kimse yapamaz dedi. Ağzının payını verdim ama hayal kırıklığından başka birşey olmadı benim için. Zannetmiştim ben sadece ama belli etti kendini sağolsun. Diğer çocuk da onlarca kişinin önünde "Sende ne marifetler var biliyoruz, bir ara gel benimkini de göstereyim" deyince sevmemeye yemin etmiş gibi oldum. Yerin dibine geçtim...Bulunduğun ortamda da bütün kızlar o çok popüler (!) erkeklerle kanka olurlar falan filan...Ama sen olmazsan dalga konusu olursun. Neden bu kadar mesafelisin ceren? O çocuk sana ne yaptı ki böyle bakıyorsun? Kanka dediğim insan bankta otururken "öyle durma kaparlar seni yavvrum." Diye bağırmamış olsaydı mesafeli olmazdım evet. Yaşadığım semtten belkide böyle çok insan var.. Tiksiniyorum yemin ederim tiksiniyorum artık, çok rahat bir kız olmak isterdim, her önüne gelene evet diyen canımlı cicimli yapmacık ama gideri olan kızlardan. Belki o zaman daha mutlu olurdum bu olaylar beni rahatsız etmezdi. Şöyle bir bakıyorum...O densiz erkekleri tanımamış olsaydım "Erkek" kavramından bu kadar soğumuş da olmazdım.
Haa..çok düzgün tipler yok mu? Var... Yanlarında her türlü saçmalığı yapmaktan çekinmediğim erkekler de var, 6 senedir tanıdığım can ciğer insanlar da var. Sırf 3-5 kişi yüzünden bütün erkek toplumuna haksızlık yapmak adil olmaz. Zaten tek istediğim hissetmek.
Şu yaşımda nasıl sorumlulukların altına girdiğimi düşünüyorum...Her gün 5 yaşındaki kardeşime adeta annelik yapıyorum. Yemeği yapıyorum. Temizliği yapıyorum. Ütüyü yapıyorum. Çok erken başladım hayata, çok erken büyüdüm, Ergen olmadan büyüdüm... Ağlamadığım tek bir gece ve katılana kadar gülmediğim tek bir gün yok.
Ama artık sadece gülüyorum! Herşeye gülüyorum..Tabii Deli muamelesi görmediğim sürece...
Haa..çok düzgün tipler yok mu? Var... Yanlarında her türlü saçmalığı yapmaktan çekinmediğim erkekler de var, 6 senedir tanıdığım can ciğer insanlar da var. Sırf 3-5 kişi yüzünden bütün erkek toplumuna haksızlık yapmak adil olmaz. Zaten tek istediğim hissetmek.
Şu yaşımda nasıl sorumlulukların altına girdiğimi düşünüyorum...Her gün 5 yaşındaki kardeşime adeta annelik yapıyorum. Yemeği yapıyorum. Temizliği yapıyorum. Ütüyü yapıyorum. Çok erken başladım hayata, çok erken büyüdüm, Ergen olmadan büyüdüm... Ağlamadığım tek bir gece ve katılana kadar gülmediğim tek bir gün yok.
Ama artık sadece gülüyorum! Herşeye gülüyorum..Tabii Deli muamelesi görmediğim sürece...
8 Eylül 2011 Perşembe
Kısaca: Ben!
Kendimden bahsetmek istiyorum...Kendim? Çok saçma bir kızım..Hakikaten. Girdiğim bir ortamda insanların anında bana ısınmasına öbür gün mıç mıç samamiyet kumkumasına dönüp buluşalım mı diye mesaj atmasına anlam veremiyorum, çünkü sadece saçmalıyorum. Twitterda yazıyorum gülüp eğleniyorum ama boş. Reelde neler yaşadığımı ne kadar ağladığımı bilen kimse yok elbette. Hepimiz sanal alemin kulu olmuş vaziyetteyiz...Peki ben neden öyleyim? Çünkü yalnızım! Bu kadar basit ve net. Bütün gün boyu koskoca evde tek başına bir kız. Kitapları-kahvesi bazen televizyonu ve çoğu zamanda bilgisayarından başka pekte bişeyi olmayan insan-cık. En yakın arkadaşlarım gestapo levent ela alan oldu hatta o derece. E ne zorun var senin çıkıp gez diyecek oluyor bazıları. Gezeyim değil mi? Sadee oturduğum yerde 5-6 tane alışveriş merkezi olan o ankaranın en iyi semtlerinde sürtüp durayım. Çık gez bakalım böyle iklimde böylesi bir sıcakta. Sadece geceleri nefes alabiliyorum sanırım, 9-12 arası bütün semt emrime amade oluyor adete. Bi kere sessiz oluyor gece. (Tabi hava olsun yavşayalım diye korna basıp yanından geçerken müziği son ses açan arabaları saymazsak ) Birde canımdan çok sevdiğim arkdaşlarım tabii..Dost kazığı yemiş olabilirim, beni yeri geldiğinde rezil etmiş ve dünyamı başıma yıkmış olabilirler...Ama hepsini affedişime şaşırıyorum. En güzeli de onların geri dönmüş olması. Ama affedici olmak lazımmış, birçok kişi unutulurken sen haturlanıyorsun hiç olmazsa hergün mesaj atanın özledim seni yazanın oluyor. Hele 2 tanesi var ki...Hakikaten neler paylaştığımı düşünüyorum onlarla. Bütün saçmalamalarımı (Saçmalama dediysem eğlenmek ve karşıki dağdan duyulacak kahkahalarımı kastediyorum) onlar çekiyorlar, hatta çekmiyorlar benim gibiler, aynılar! İtiraf ediyorum, o 3'lüyü yolda görüp dönüp 2. kez bakmayan yoktur. Birlikte olduğumuz her an gülecek birşey buluyor olamamız da çok keyifli..Ama tabii birliktelik anları biter gecenin bir saati eve gelirsin, yine o sessizlik ve kimsesizlik hissi ortaya çıkar. Gecenin sessizliği yüzüne vurur herşeyi. SEN YALNIZSIN der adeta. Kahveye gider elin ve o bayıla bayıla okuduğun kitaplarına, işte mükemmel ikili...kahve ve kitap. Haa birde müzik! Sanatçı ruhluyum işte görüyor musun! Millet farklı hayaller kurarken ben tiyatro sezonu açılsın da bir an önce ustalardan ders çıkarayım kendime diyorum. Bakışlarıyla konuşan bir kız olarak oyuncu olabiliritem var kesinlilkle..hatta çok iddalıyım evet! Beni yeni tanıyan bir insan şu yorumu yaptı hatta geçen gün:" Kanka bu kız çok fena bakıyor." Kötü baktığım doğru, şuh da bakabilirdim ama aslında ona öyle bakmamın sebebi bana yavşamamasını sağlamaktı. Zira arkadaşım o çocuğu seviyordu ve ben bir çocuk yüzünden onu kaybetmeyi göze alamazdım. Dönüyor dolaşıyor ve yine oyunculuğa gidiyor aklım.Çok öyle entel havalarında zannedilmeyim şimdi..asla değilim çünkü. Angaranın bağrından kopmuş bir kenar mahalle dilberi ruhum da yok değil... Oysa ki şu an kaşımı gözümü saçımı başımı övüyor olmama gerekirdi, ayh işte göğüslerim şöyle bacaklarım böyle falan filan...Asla böyle bir performans beklemeyin benden; Ama motzartın beethoven a o çok küçükken söylediği laftan yola çıkarak: Bu kıza iyi bakın, onu yakında bütün Türkiye tanıyacak...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)