2 Şubat 2012 Perşembe

Yokluğunda Tek Rakibim Orhan Baba.

Nefretin gerçekliğine sevgiden daha çok inanırım… O iliklerine işliyor insanın. Daha çok kesiyor nefesini, nefret birçok sevgiden daha gerçek. Daha doğru, daha inatçıdır. Sevginin saflığından şüphe ediyorsan gerçeklikten çıkmıştır o. Sevginin çıkarı olabilir ama nefretin hiçbir çıkarı yoktur.
Seni nefret eder gibi seviyorum. Anladın mı? Birinden nefret ettiğim an ruhumun sancılarını bütün vücudumda hissediyorum. Farkettim ki birtek seni severken aynı şeyi yaşıyorum… Kalbim aşk pompalıyor. O kız ben olmuyorum.
Ve seni çok özlüyorum, her kelimeni, hissettirdiğin herşeyi. Seni sevmeyi ne çok sevmişim ben meğer.. Kaybedince anladım, çok saçma. Bu kadar aşık olduğumun hiç farkında değildim. Nefesmişsin sen, sonradan anladım.
Şimdi hiçbir Sezen Aksu şarkısı teselli edemez seni kızım, hele böyle oturduğun yerden onun geri gelmesini bekleyerek hiçbir halta yarayamazsın. Harekete geç! (Bu hiç inandırıcı olmadı..)
Sevdiğin biri varsa böyle durmak sana yakışmaz, elde et. Tekrar! Gerçi başında sana aşık olsun diye hiçbir şey yapmamıştın. Ama bu sefer madem reddettin mecbursun, köpek edeceksin!? Yok ya. Birini seveyim de onu kendime aşık edeyim, şuramdan firikik versem etkilenip geri döner mi acebaa?? Gibi şeyleri hiç beceremem ben. Herkes beceriyor ama hayret.
Aşık olacağı varsa olur, olmalı, olacak. Tek yaptığım bu, geri döneceğine eminim. Secret!  Onu dokunmadan hissediyorum, elimi uzatsam tutacak gibi yakın olduğu anlar oluyor. Hayır kilometrelerce ötede değilsin, benim yanımdasın! Hissediyorum! Şizofrenlik falan değil bu, gözümden uzak oldukça gönlüme daha yakınsın işte. En zor anlarımda yanımda oldu, hastayken mutsuzken. Hiçbir ilaca ihtiyacım kalmazdı benim onunla konuşunca. Şimdi neden böyle olduk, neden uzaklaştık bilmiyorum. İzin verdik araya insanların girmesine evet.
Aaa! Ama bütün suç benim değil ki. Sen gerizekalının tekisin, birbirimize inat başka insanlarla çıktık, birbirimizin gözüne soktuk da ne oldu? Harem entrikaları çevirdik de, kazanan kim söyler misin?
Sen piçin tekiydin. Yakışıklı, anlayışlı, komik, eğlenceli, tatlı, sempatik olmanın benim için hiçbir anlamı yok!
Yazarken farkettim de..Sorun cidden sende değil, çok seviyorum ben seni.

6 Ocak 2012 Cuma

Teşbih Yapalım Dediydik...

Aşkın tarifini yapacak kadar bilgeliğim ve düşünürlüğüm yok, ama aşk yerine seni anlatırsam doğru bir sonuca varabilirim. Nesin sen?
Türk kahvesini karıştıran çay kaşığı gibisin. Sen Yokken telvelerim dibine çöküyor en dipte sonda ve depresyonda oluyorum, gelip karıştırdığında ruhum da karışıyor ve ben seni yine çözemiyorum. Oysa seni tanımadan önce çarpıntı yapan tek şeyin kahve olduğunu zannediyordum…
Çocuk parklarında Sallanmayıca duran salıncaklar gibisin. Ben bir şey yapmadıkça senin ilk adımı atacağın yok, anca utan sen. Ama inat benimkisi işte nah gelirim.
Emekli öğretmen gibisin, dışarı çıkmıyor ve zar zor konuşuyorsun.
Kıvanç Tatlıtuğ gibisin ama bu ruhane bir benzetme olmadı o yüzden geçiyorum.
Türkan Şoray gibisin, öyle göz süzüp bakıyorsun. Oysa Ben kadir inanır olmanı tercih ederdim.
Yeni gelin gibisin, gelip konuşmaya dahi çekiniyorsun, gerdek sonrası mı açılacaksın olum ne ayaksın sen?
Yıldız Tilbe dansları gibisin, kadının kıyetlerindeki uyumsuzluk gibi sende uyumsuz ve dengesizsin. Götün başın ayrı oynuyor af edersin. Bizimle değilsin diyorum.
Demet Akalın gibisin yani öyle değilsin tabi de o kadına gıcık olduğum gibi sana da gıcık oluyorum çoğu zaman.
Şirinlerdeki gargamel gibisin, arada köyü basıp şirinleri kıstırdığı gibi sende arada bir gönlüme uğrayıp yeniden feth ediyorsun beni.
Okayanus gibisin, çünkü gözlerin onu andırıyor. Dalgalı, hareketli, tutarsız… güzel sakin, dingin bazen de.
Hey dostum! Canın cehenneme, git kimi seviyorsan sev ama ben senden vazgeçiyorum!